“GAZİ MECLİS’TE BÖYLE BİR LEKE KABUL EDİLEMEZ”

Sevim, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin millet egemenliğinin sembolü olduğunu hatırlatarak şu açıklamalarda bulundu:
“Burası Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Gazi Meclis’tir. Bu çatı altında bir tek çocuğun bile incinmesi, bir tek evladın korkuya, tehdide veya tacize maruz kalması kabul edilemez. Bu utanç tablosu, iktidarıyla muhalefetiyle Meclis’te bulunan herkesin kendisini yeniden sorgulamasını gerektirir.”

“SORUŞTURMA ŞEFFAF YÜRÜTÜLMELİ, TÜM SORUMLULAR ORTAYA ÇIKARILMALIDIR”

Başkan Sevim, TBMM Genel Sekreterliği’nin başlattığı soruşturmanın genişletilmesi gerektiğini belirterek, yıllar boyunca iddiaların gizlendiği veya görmezden gelindiği ihtimalinin titizlikle araştırılması gerektiğini söyledi.

“Bir personelin görevden uzaklaştırılması yetmez. Eğer bu iddialar doğruysa, burada yıllardır süren bir sistematik taciz düzeni vardır ve bunun kimler tarafından korunduğu, kimlerin göz yumduğu tek tek ortaya çıkarılmalıdır.” dedi.

“HAK, ADALET VE NAMUS KONUSUNDA TAVİZ OLMAZ – HZ. ÖMER’İN ADALETİ BİZE YOL GÖSTERMELİDİR”

Genel Başkan Sevim, bu tür olayların üstünün kapatılmasına asla izin verilemeyeceğini ifade ederek Hz. Ömer’in adalet anlayışına atıfta bulundu:
“Hz. Ömer, devlet yönetiminde adaleti öyle bir merkeze koymuştu ki, ‘Dicle kenarında bir koyun kaybolsa hesabı Ömer’den sorulur’ demiştir. Bizim anladığımız adalet budur. Bir çocuğun canı yandığında susanlardan, görevini yapmayanlardan, ihmali olanlardan mutlaka hesap sorulmalıdır.”

Sevim, Hz. Ömer’in mazlumun yanında duran sözlerini hatırlatarak ekledi:
“Hz. Ömer, zalime karşı mazlumun hakkını korumayı devlet olmanın ilk şartı saymıştır. Biz de aynı ilkeyle hareket ediyoruz. Devlet, evlatlarını koruyamadığı gün meşruiyetini sorgulatır.”

“CUMHURİYET VE ADALET PARTİSİ OLARAK BU OLAYIN TAKİPÇİSİYİZ”

Genel Başkan Sevim, tacize uğradığı iddia edilen çocukların ve ailelerinin yanında olduklarını vurgulayarak şu çağrıyı yaptı:
“Gazi Meclis’te yaşanan bu skandal asla rutine bağlanamaz, kapatılmaya çalışılamaz. Cumhuriyet ve Adalet Partisi olarak bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız. Çocuklarımızın onurunu, güvenliğini ve geleceğini korumak siyasi değil, ahlaki bir görevdir.”